ESKİŞEHİR

Ali Haydar Çelik: "Yasa dışı bahisin geldiği nokta korkunç bir tablodur"

CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik, Eskişehir’de yürütülen hizmetleri, ülke genelindeki ekonomik tabloyu ve çalışanların gelir eşitsizliğini meclis gündemine taşıdı.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik şu ifadeleri kullandı:

“Biliyorsunuz, uzun yıllardır, 27. yıldır Eskişehir’i Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyor. Bu süreç boyunca verilen hizmetler kesintisiz biçimde devam ediyor. Vizyon projelerini Eskişehir halkı ve tüm Türkiye zaten izliyor ve biliyor. Bu açıdan bakıldığında, turizmle ilgili Eskişehir’in geldiği nokta ortadadır.

Bugüne kadar yapılan tüm vizyon projeleri bir bütündür. Bundan sonraki süreçte de Ayşe Ünlüce Başkanımızın önderliğinde vizyon projelerimiz devam edecektir. Halkımızın bunları izleyerek görmesi mümkün olacaktır diye düşünüyorum.

Hepimizin bildiği üzere, Türkiye’nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partimizin bir kurultayını yaşadık. Kurultayda Divan Başkanlığını Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce üstlendi. Üç gün boyunca sergilediği Divan Başkanlığı yönetimiyle hem tüm siyasi partilere hem de Türkiye’ye örnek olacak bir performans ortaya koydu. Bu da bir Eskişehirli olarak beni ve bizleri çok mutlu etti. Bu başarısından dolayı Ayşe Ünlüce Başkanımı kutluyorum. Gerçekten örnek bir duruş sergiledi.

Kırsal ilçelerimizin belediye başkanları da elbette ayrı ayrı çalışıyor, ayrı ayrı performans gösteriyor. Ancak yaşadığım bir durumu Eskişehirlilerle ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Çevre Derneğinin Mahmudiye gezisine katıldım. Özellikle Gölpazarı ve Mahmudiye’deki değişim beni hem heyecanlandırdı hem şaşırttı. Uzun süredir Mahmudiye’ye gitmiyordum; ‘İyi ki gitmişim’ dedim. Eskişehir halkının da Mahmudiye’ye gidip hem Büyükşehir Belediyemizin hem de İshak Başkanımızın çalışmalarını görmesini isterim. Ayrıca İshak Başkanımızın misafirperverliği için kendisine teşekkür ediyorum.

Sevgili Başkanım, gündemde olan ve bizi de doğrudan ilgilendiren bir konu var. Emekçiler açlık ve yoksulluk sınırına mahkûm durumdayken, başta Hazine ve Maliye bürokratları olmak üzere devletteki üst düzey bürokratlara seyyanen 30.000 TL zam yapılması gündemi meşgul etmektedir. Ayrıca bu 30.000 TL’nin üzerine yılbaşında normal zamlarını da alacaklar.

Adaletsizliğin en önemli göstergelerinden biri de bu seyyanen yapılacak zam olarak karşımıza çıkıyor. Şu an 5 milyonun üzerinde devlet memuru varken, bu zamlardan yararlanacak memur sayısı 34.200’dür. Yaklaşık 18 milyon emeklinin 11 milyondan fazlası 18.000 liranın altında maaş alıyor. 2.880.000 kişi 20.000 liranın altında maaş alıyor. 1.280.000 kişi 20–25.000 lira arası maaş alıyor. 640.000 kişi ise 25.000 liranın üzerinde maaş alıyor. Tablo budur.

Bu tablo karşısında milletvekillerinin Meclise geldiğinde kesinlikle ‘hayır’ dememesini, Türkiye’de emeğiyle geçinen memurlar adına talep etmek zorundayız.

AKP ülkemizi 23 yıldır tek başına yönetiyor. Mevcut gücünü de MHP ve diğer destek veren partilerin desteğiyle bugünlere taşıdı. Bütçenin 2 trilyon 700 milyar açık verdiğini görüyoruz. Emekçilerin ve emeklilerin alması gereken payın büyük bölümü ise faiz baronlarına aktarılmış durumdadır.

Sistemin bugün geldiği noktaya yakın çevremizden küçük örnekler vererek devam etmek istiyorum:

Zafer Havalimanını defalarca gündeme getirdik. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan Zafer Havalimanı zarar rekoru kırmaya devam ediyor.
2025 yılında ilk 11 ay için garanti edilen yolcu sayısı 1.207.921’dir. Gerçekleşen giden yolcu sayısı ise 34.153’tür. Hata payı %97,17’dir. Şirkete yapılan garanti ödeme yaklaşık 300 milyon TL’dir. Havalimanının yapım maliyeti 50 milyon avro iken, sözleşmenin bitiş yılı olan 2044’e kadar garanti ödemesi 208 milyon avro olacaktır.

Emeklilerin düşük ücretlere mahkûm edilmesinin en basit örneklerinden biri Zafer Havalimanı’dır.

2025 yılında 317 kadın öldürüldü.

Şehir Hastanesinde ortaya çıkan sahte rapor skandalı, sistemin ve yönetenlerin ciddi bir ayıbı olarak karşımızda duruyor.

Yasa dışı bahisin geldiği nokta korkunç bir tablodur.

Daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı Medya İletişim Başkanı ve aynı zamanda ulusal bir televizyon kanalı yöneticisinin uyuşturucu nedeniyle tutuklanması…

Devletin emanetindeki altınların ve gümüşlerin görevli kişilerce çalınması ve bu kişilerin İngiltere’ye kaçması…

Yine Şehir Hastanesinde hastaların yaklaşık üç aydır protez malzemesi beklediği için ameliyat olamaması…

Bütçeden sağlığa ayrılan pay OECD ortalaması %11 iken bizde %7,86 seviyesinde kalmaktadır.

Anlatılacak daha pek çok olumsuzluk var; günlerce konuşsak yetmez. Cumhur İttifakı’nın ülkeyi getirdiği tabloyu önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.”