Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı:

"Gençlerin durumu gerçekten daha sıkıntılı. Çünkü şu an baktığımızda zaten emeklilerin büyük bir kısmı çalışmak, yaşamlarını sürdürmek zorunda. Onlar iş bulamazken gençler zaten iş bulamıyor. Ayrıca bu emeklilik yasası, 5510 sayılı yasa, 2008’de çıkarıldıktan sonra bilinçli olan, araştıran gençler erken sigortalılık ya da sosyal güvenceli çalışmayı istemiyorlar. Çünkü 65 yaşını doldurmadan emekli olamıyorlar. Bu yüzden de güvenceli, sigortalı ya da prim ödeyecek bir iş yerine, daha çok para kazanabilecekleri işlere yöneliyorlar.

Ama güvenceli bir işte çalışanların emekli olmaları, bu yasayla birlikte düşünüldüğünde, yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından daha da zorlaşacak. Çünkü şu anki emekli maaşlarına baktığımızda büyük bir adaletsizlik var. 2008 öncesi emekli olanlar biraz daha farklı, maaşları biraz daha yüksek. Bu durum hem kamuda çalışan memurlar hem de işçiler için geçerli. Ama 2008’den sonra, 5510 sayılı sosyal güvenlik reformu yapıldı. İktidar, bu reformu esasında bir adaletsizliği gidereceği iddiasıyla çıkarmıştı. O dönemde ekonomik kriz derinleşmediği için emekli olanlar ya da olmak isteyenler bunu hissetmediler. Geleceği göremedikleri için kabullendiler.

Ancak o yasayla birlikte, emekliler arasındaki adaletsiz gelir dağılımı daha da arttı. Bu nedenle gençlerin bu yasayla emekli olmaları neredeyse hayal gibi. Çözüm ne? Bence çözüm, emekliler nasıl örgütlenip hakları için mücadele ediyorsa, gençlerin de şimdiden örgütlenmesi. Vurdumduymaz davranmak yerine, ileriyi düşünmeseler bile sonuçta gelecekte onlar da yaşamlarını sürdürecek. Şimdiden örgütlenmeleri, emekli örgütlenmelerini örnek alarak bir örgütlü toplum yaratmaları gerekir. Çünkü örgütlü toplum her zaman haklarını alır. Bu gençler için de geçerli, emekliler için de, asgari ücretliler için de. Ama örgütsüz bir toplum her zaman yoksulluğa mahkûmdur.

EYT'yi iktidar sanki iyi bir şey yapacakmış gibi çıkardı ama aslında toplumu kandırdı. Emekli olanlar şu an zaten sıkıntılı durumda. Kamuda çalışan memurlar, emekli olmamak için 65 yaşına kadar çalışmak zorunda olduklarını hissediyor. Çünkü emekli olduklarında maaş bağlama oranları düşük olduğu için çocuklarının okul masrafları, yaşam giderleri karşılanamıyor. Bu nedenle çalışanlar, emekli olduklarında maaşlarının en az %50 oranında düşeceğini bildikleri için mecburen 65 yaşına kadar çalışmayı hedefliyor.

Geçmişte, 2008 öncesi emekli olanların avantajları daha fazlaydı. O dönemde insanlar emekli olup birikimleriyle ev alabiliyor, araba alabiliyor, çocuklarının düğünlerini yapabiliyordu. Şimdi bu mümkün değil. Mesela 30 yıl çalışan bir öğretmen düşünün. Emekli olduğunda alacağı para yaklaşık 1 milyon lira. Ama bu parayla ne 1+1 bir ev alabilir ne de doğru düzgün bir araç. Oysa 2008 öncesinde emekli olanlar hem ev hem araba alabiliyordu, ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu. Bugün ise böyle bir imkan yok. İşte bu yüzden çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz."