Eskişehir Ekoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mert Yedek şu ifadeleri kullandı;
“Ülkenin hukuksal anlamda geldiği yeri çok da fazla anlatmaya gerek yok. Eskişehir Ekoloji Derneği'nin amacı; fiilî ve meşru mücadeleyi büyütmek, mevcut talan projelerine, doğa ve yaşam alanlarımızdaki yıkım projelerine, sermayenin birikim projelerine karşı durmaktır. Buradaki birikim projelerine sadece hukuksal anlamda değil, fiilî olarak da müdahalede bulunmak ve mevcut direnişleri örgütlemenin bir görev ve sorumluluğuyla hareket ederiz. Ama bunun sadece fiilî ve meşru mücadele değil, hukuksal anlamda tarihe de not düşen bir takibatını yapmak da önemlidir.
Geçtiğimiz günlerde 2026 bütçesi mecliste görüşüldü. Bu bütçeye baktığımız zaman kamu yararı yoktur. Belirli "yeşil makyaj" projeleri adı altında sermayenin birikim projelerini; doğayı kalkınma ve meta olarak gören, doğayı kalkınma aracıyla birlikte mevcut doğa ve yıkım projelerini daha da derin bir şekilde bizi etkilediği bir bütçeyi görüyoruz. İnşaat sermayesine kentleri planlı veya plansız, kamu yararı olmadan terk eden bir bütçe görüşmelerini görüyoruz. Haliyle meselenin kendisini biz oldukça politik olarak görüyoruz.
Burada verdiğimiz mücadele çok kıymetlidir. Hukuksal anlamda verdiğimiz mücadelenin de her anlamda takipçisiyiz. Burada şimdi belirli davalar açtık, belirli davalara müdahil olduk. "Av turizmi" adı altında yaban hayatının bir turizm acentelerine açılmasına; burada biyolojik çeşitliliği etkileyen bir durumda, insanların zevk için, parasını verenin hayvanların canını alabildiği bir düzene karşı çıkmak için av ihalesine dava açtık. Yürütmeyi durdurma kararı da aldık ama Milli Parklar yürütmeyi durdurma kararına rağmen, av ihalesinin şartlarını da yerine getirmeden avlanmaya devam etti. Bu konu hakkında suç duyurusunda bulunduk. Haliyle burada hukuksal sürecin de takipçisiyiz.
Alpagut-Atalan altın ve gümüş maden projesinde Cengiz Holding'in sahibi olduğu projeye dair halkın katılım toplantısı yapılmıştı. Geçtiğimiz hafta içi duruşması da oldu. Yargılanan arkadaşlarımız var, burada olan arkadaşlarımız da var. Orayı da sahiplendik. Arkadaşlarımızın her zaman yanındayız.
Uydurma gerekçelerle arkadaşlarımız burada verdiğimiz mücadele kriminalize edilmeye çalışılarak yargılanıyor. Halkın katılım toplantısı sonrası da proje olumlandı, ÇED olumlu kararı verildi. Bu ÇED olumlu kararının iptali için Eskişehir İdare Mahkemesi'nde birçok kurumla birlikte Ekoloji Derneği olarak da davacı olduk. Aynı zamanda yöre halkından 19 yurttaşımızla birlikte bu davayı açtık. Dolayısıyla buradaki verilen hukuki sürecin; sahadaki mevcut yıkım, talan, ağaç kesimi, orman izinleri, işletme izinleri gibi bütün sürecin hukuki takipçisiyiz. Burada da elimizden gelen bütün çabayla doğanın metalaştırılmasına karşı verdiğimiz mücadelenin hukuksal anlamda takipçisiyiz.
Aynı zamanda Kaymaz'da da bir altın madeni var. Burada da hukuk aykırı bir şekilde 3. atık barajı yapılmıştı. Oraya dair de suç duyurusunda bulunduk ama mevcut Kaymaz'daki altın madeni projesinde kapasite artışı gerçekleştirildi. Bu kapasite artışıyla birlikte Çanakkale, Terziler, Serçiler'den buraya günde 149 kamyonla birlikte bir sevkiyat yapılacak. Biz bunun iptali için de Ekoloji Derneği olarak dava açtık. Mevcut bu talan sadece Eskişehir'i değil, artık Eskişehir'in de dışından burayı "Eskişehir maden çöplüğü" adı altında bir çöplük haline getirmek için birçok projeye girişiliyor; buna "ekstraktivizm" de deniyor. Bu projelere dair de hukuki sürecin takipçisiyiz.
Yakın zamanda Sarıcakaya altın madeni için de aynı şekilde Kaymaz'a taşınması için bir bilirkişi keşfi yapıldı. Bu bilirkişi keşfine de dernek olarak katıldık. Bu davaya müdahil olduk, davacı değildik. Bugün Demirli mahallesinde de yapılan bir bentonit madeni var. Bu bentonit madeni için de derneğimiz şimdi karar aldı. Bu dava TEMA Vakfı davacıydı, bu davaya müdahil olmak için köylülerle dayanışmak için hep birlikte omuz omuza Eskişehir'in bu ekolojik yıkım noktasındaki derin beklentisinin farkındayız. Burada da biz bu mücadelenin sadece takipçisi değil, aynı zamanda mücadelenin sahibi olduğumuzu da belirterek buradan mücadelemizi büyüteceğimizi ilan ediyoruz.
Bu sadece bugünün meselesi değil, bu bir kapitalizm krizi, bunun da farkındayız. Mevcut durumda tek adam rejiminin ülkeyi sürüklediği karanlığın da farkındayız. Bunun bilincinde, sorumluluğunda, bu yürüttüğümüz mücadelenin de tarihe bir not düşeceğinin bilinciyle hep birlikte mücadele edeceğimizi düşünüyoruz.”





