Sebep ne olursa olsun, çekilen dişin ardından ağrılar geçince birçok kişi “Boşluk kalsa da olur” diye düşünür. Oysa bu boşluk, sandığımız kadar masum değildir.
Ağzımızdaki her dişin bir görevi vardır. Çiğnemeye, konuşmaya, hatta yüz estetiğimize katkı sağlar. Bir diş eksildiğinde, yanındaki komşu dişler yavaş yavaş bu boşluğa doğru kayar. Zamanla diş dizilimi bozulur, çiğneme dengesi değişir. Bu, sadece estetik açıdan değil, çene eklemi sağlığı açısından da büyük bir sorun yaratabilir. Baş ağrıları, çene eklemi ağrıları ve düzensiz çiğneme gibi problemler ortaya çıkar.
Ayrıca boşluk kalan bölgede kemik zamanla erimeye başlar. Vücut kullanılmayan kemiği “gereksiz” görür ve oradaki doku zayıflar. Bu da ileride implant ya da protez gibi tedavileri daha zor hale getirir. Yani “sonra bakarız” diye ertelenen bir boşluk, zamanla çok daha büyük bir soruna dönüşebilir.
Estetik de önemli bir nokta. Eksik diş, gülüşümüzü değiştirir, yüz ifademizi bile etkileyebilir. Bu yüzden çekim sonrası boşluğu implant, köprü ya da protez gibi yöntemlerle doldurmak hem sağlık hem de özgüven açısından büyük fark yaratır.
Diş çekimi bazen kaçınılmaz olabilir ama sonrası bizim elimizdedir. Unutmayalım, dişlerimiz bir zincirin halkaları gibidir. Bir halka eksildiğinde zincirin dengesi bozulur. O yüzden boşlukları “boş” bırakmamak, kendimize yapacağımız en önemli iyiliklerden biridir.