Hak sahibi Yener Çalışkan şu ifadeleri kullandı;

"2022 yılında milletvekili seçimlerinden önce “İlk Evim, İlk Evim” projesi kapsamında Eskişehir’de hiç evi olmayan insanlar için bir proje geliştirildi. Bu proje neticesinde 3.193 aileyi kapsayan bir çalışma başlatıldı. Yaklaşık 3 yıldır bu projenin uygulamasıyla ilgili TOKİ’yle, hak sahipleriyle birlikte bir süreç yaşıyoruz.

Ancak geldiğimiz noktada işler farklı gelişti. Proje ilk duyurulduğunda hak sahiplerinin yaklaşık 300 bin lira civarında bir arsa payı ödemesi gerekiyordu. Fakat son durumda 1 milyon 750 bin liraya kadar çıkan bir rakamla karşılaşıldı. Yani 200-300 bin liradan 1 milyon 750 bin liraya varan bir artış söz konusu oldu. İnsanlar doğal olarak isyan etti. Çünkü yüzde 800’lere varan bir zam uygulandı. Ülkenin ekonomik koşulları ortadayken böylesine yüksek bir artış herkesi şok etti.

Buradaki insanların çoğu asgari ücretli, evi olmayan, yoksul insanlar. Hayalleri bir ev sahibi olmaktı. Başlarını sokacakları, insanca yaşayabilecekleri bir ev beklerken kat be kat artan maliyetlerle karşılaştılar.

Geçtiğimiz salı günü TOKİ, hak sahipleriyle ilgili kura çekimi yaptı. 1.850 kişi kura sonucu hak sahibi oldu. Ancak burada da büyük bir mağduriyet yaşandı. Kayapınar bölgesindeki düz araziler kuranın dışında bırakıldı. Onun yerine en kötü alanlar eğimi çok yüksek, dere yataklarının olduğu, kot farkı fazla, taşlık bölgeler kuraya tabi tutuldu. Bu da insanları mağdur etti. Çünkü düz arazide yapılacak inşaat ile bu bölgelerde yapılacak inşaat arasında çok büyük fark var.

Mesela düz arazide bir iş makinesiyle 2-3 saatte yapılacak temel kazısı, bu bölgelerde 3-4 gün sürüyor. İş makineleri günlük 4-5 bin liraya çalışıyor. Yani sadece temel kazısı için 150-170 bin liralık ek bir maliyet çıkıyor. İnsanlar hem fahiş fiyat artışıyla hem de kurada çıkan bu haksız uygulamayla adeta iki kere şok oldular.

Şu anda 1.850 kişilik bir WhatsApp grubumuz var, yaklaşık 1.000 kişi aktif yazışıyor. Orada tartışıyoruz, ne yapacağımızı konuşuyoruz. Yarın saat 17.00 civarında Kayapınar’da su deposunun bulunduğu yerde ailelerle toplanıp önümüzdeki sürece dair bilgi alışverişi yapacağız. En çok sorulan soru şu: “Neden düz araziler kura dışı bırakıldı da engebeli, dere yataklı, taşlık yerler kuraya dahil edildi?” İnsanların aklına her şey geliyor. İleride bu düz araziler imar değişikliğiyle 4-5 katlı, hatta 8-10 katlı yapılara açılabilir. Yani para hırsı ön planda tutuluyor.

Ayrıca mesele sınıfsal bir tercih gibi de görünüyor. Fakir, gariban insanlar hep şehrin dışında, izole, değersiz bölgelerde TOKİ projelerine yönlendiriliyor. Batıkent gibi bölgelerde TOKİ yapılmazken, hep Sultandere gibi uzak, değersiz yerler tercih ediliyor. Bu da bir sınıfsal ayrımın göstergesi. “Siz fakirler buralarda yaşayamazsınız, gidin şehrin dışına” deniyor adeta.

Oysa bu insanların çoğu asgari ücretle geçinen vatandaşlar. 22 bin lira maaş alan biri hem arsa payını ödeyip hem evini nasıl yaptırabilir? Bununla ilgili hiçbir kolaylık sağlanmıyor. İnsanlar gerçekten çaresiz durumda.

Buradan mevcut iktidara sesleniyoruz: İnsanların sesine kulak verin. Halktan koptunuz, onları görmüyorsunuz. İnsanlar ev, eğitim, sağlık, barınma, yaşam hakkı gibi en temel sorunlarla boğuşuyor. Eskişehir’de bir öğrencinin ev kirası 20-25 bin lira. Asgari ücretle aynı seviyede. Böyle bir hayatta insanlar nasıl geçinsin?

Bu durum sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda rant kokuyor. Yine yandaşlara, zenginlere alan açılacak gibi görünüyor. Oysa devletin görevi vatandaşına barınma, eğitim, sağlık, geçim gibi temel hakları sağlamaktır. İnsanlar başını sokacak bir evden başka bir şey istemiyor. Ama bu bile zorlaştırılıyor.

Yarınki toplantımızda eylem, etkinlik, yürüyüş gibi adımlar da gündeme gelebilir. Bu meseleyi şehrin kamuoyunun gündemine taşıyacağız."