Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar şu ifadeleri kullandı;
“Her eğitim-öğretim yılının başlangıcında sendikamızın genel merkezi tarafından eylem kararları alınır. Bu eylem kararları bu sene de önceki yıllarda olduğu gibi yine genel merkezimiz tarafından alındı.
Birincisi, nöbet eylem kararı, serbest kıyafet kararı, mesai dışı zorunlu mesleki çalışmalara karşı eylem kararı, bir de zorunlu görevlendirmeler karşısında alınan eylem kararı.
Bunlardan sırayla bahsedecek olursak; serbest kıyafet eylem kararı, bizim kılık kıyafet devlet memurlarının, kamu çalışanlarının kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinin hükmüne dair bir eylem kararımızdır.
Burada, 1980 askeri darbesinin hala bir kalıntısı olarak duran kıyafet yönetmeliğinin daha demokratik, daha insani normlara uygun bir şekilde değiştirilmesini ve düzenlenmesini istiyoruz.
Biz burada kılık kıyafet eylem kararını alırken, milletimizin değer yargılarına uygun ve genel kabul görmüş kıyafetler ölçüsünde hareket ediyoruz. Yani öğretmenimiz, memurumuz kendisine en uygun kıyafeti bilir. Bu mantıkla, bu eylemi provoke edilmeyecek düzeyde bir karar olarak almış bulunuyoruz.
Amacımız, kıyafet yönetmeliğinin daha insani normlara uygun bir şekilde revize edilmesidir. Çünkü mevcut yönetmelik, bıyık boyundan favori uzunluğuna, ense tıraşından pantolon ve eteğin ütüsüne, rengine, modeline kadar karar verecek kadar antidemokratik maddeler içeriyor. Biz bu yönetmeliğin değiştirilmesini istiyoruz.
İkinci eylem kararımız nöbet eylemi. Biz Eğitim-Bir-Sen olarak, öğretmenlerin okullarda tuttukları nöbetlerin ücret karşılığının verilmesi noktasında mücadele başlatmıştık ve bu, toplu sözleşme kazanımlarımızdan biri oldu. Şu an tutulan her bir nöbetin karşılığı olarak 3 saat ek ders ücreti alınmaktadır. Ancak birden fazla nöbet tutulduğu durumlarda da ücret ödenmesini talep ediyoruz.
Aslında mevcut yönetmelikler ikinci nöbetin zorunlu tutulmasını öngörmüyor. Ancak okullarda bu uygulamaya ısrarla devam edildiğini görüyoruz. Biz, bunun karşılığında da ücret verilmesini istiyoruz. Bu talebimizi toplu sözleşme masasına da götürdük. Kazanım elde edilemeyince bu konuda eylem kararı almak durumunda kaldık.
Diğer bir eylem kararımız ise zorunlu görevlendirmelerle ilgilidir. Hafta içi ve hafta sonu mesai saatleri dışında yapılan proje ödevleri, ev/veli ziyaretleri, öğrenci koçluğu, servis kontrolü, okul gezileri, kurs, seminer, çalıştay, toplantı, program, etkinlik gibi angarya niteliğindeki görevler için eylem kararı almış bulunuyoruz. Bu tür görevleri yapmama yönünde kararımızı yayınladık.
Geçtiğimiz yıl Millî Eğitim Bakanlığı, ders sürelerini ikili eğitim yapan okullarda 30 dakikaya kadar düşürebileceğine dair bir yazı yayınladı. Ancak bu karar okullar açılmadan iki gün önce geldiği için hayata geçirilmesi zor oldu. Servis ve ulaşım ayarlandığından değişiklik yapılamadı. Bu yıl ise zamanlama önceden ayarlandığı için Eskişehir’deki tüm ikili eğitim yapan okullarda ders süreleri 30 dakikaya düşürüldü. Böylece özellikle kış döneminde öğrencilerin geç saatlere kalması önlenmiş oldu.
Bir diğer önemli konu ise resen atamalardır. Genel merkezimiz, Türkiye genelinde yapılan resen atamaların durdurulması ve iptali yönünde Danıştay’a dava açmıştır.
Geçtiğimiz yıl da Eskişehir’de bu konu gündeme gelmiş, öğretmenler üzerinde ciddi stres oluşturmuştu. Eğitim-Bir-Sen olarak yoğun mücadele sonucunda 90 kilometre ötedeki ilçelere resen atama yapılmasının önüne geçmiştik. Ancak bu yıl, Bakanlığın hazırladığı atama takvimiyle birlikte onlarca öğretmen yeniden resen atandı. Bildiğimiz kadarıyla sayı 90’a yakın.
Bu durum aile bütünlüğünü bozmakta, öğretmenleri yüzlerce kilometre öteye göndermektedir. Hukuk birimimiz süreci takip etmektedir. Genel merkezimiz de bu atamaların iptali için Danıştay’da dava açmıştır. Biz, öğretmenlerimizin aile bütünlüğünü koruyacak kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini tekrar vurguluyoruz.”