Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

"Ahmet Sivri Bey’in anlattıklarından anlaşılan bence şudur: İnsanlar hakları olmadığı hâlde kaçak olarak yapı yapmışlar. Biz de bu fiilî duruma göre bir imar planı yapalım ya da bunu hukukî bir hâle dönüştürelim deniliyor.

Şimdi bunun yapılabilmesi için nasıl bir çözüm üreteceğiz? Eğer böyle bir şey yapılabiliyorsa, ilk inşaat ruhsatına başvurulduğu zaman niçin yapılmıyor? Çünkü ortak alanların kullanılması hiçbir kişiye tahsis edilemez, hiçbir işletmeye tahsis edilemez. Dükkânın küçük olması, ekonominin bozuk olması, işletmelerin zarar etmesi kaçak inşaat yapılmasının gerekçesi olamaz. Ekonomiyi düzeltirsiniz, insanların dükkân büyütmeye ihtiyacı kalmaz ya da inşaat başlangıcında büyük yaparsınız, kiraya öyle verirsiniz.

Bugün burada sözü edilen 3.000–4.000 rakamı, zeminde tamamen farklı bir yapı yaratıldığını gösteriyor. 50 metrekarelik dükkân 350 metrekareye çıkmış durumda. Bu bir haksızlıktır; bunu yapmayanlara karşı da haksızlıktır. Dolayısıyla Sayıştay’ın bulguları da ciddi bir eleştiri ortaya koymaktadır. Belediyelerimiz bu konuda daha titiz olmak zorundadır. Aksi takdirde imar suçu işlemiş oluruz.

Bu konuda arkadaşlarımızın gazetede yer alan açıklaması da vardı: Çözüm nedir? Hukukî çözüm nedir? Çözüm hukukî olmalıdır. Hukukî değilse “E, biz yaptık, oldu.” demek doğru değildir. İşletmelerin bu alanları büyütmemesi gerekir. Benim anlatmaya çalıştığım budur. Vizyonun büyüklüğü de burada belli olur; vizyon, sadece vizyon demekle ortaya çıkmaz.

Şimdi siz hukuka aykırı olduğu açık bir işi “Hukukî hâle dönüştürelim.” diyorsanız, bunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaparsınız. Belediye meclislerinde bunun çözümü söz konusu değildir kanaatindeyim. Burada popülizm yapmanın, “Efendim oda seçimleri yaklaşıyor, esnafı koruyoruz, kolluyoruz.” diyerek politika üretmenin bir anlamı yoktur. Gerçekçi olmak zorundayız. Ben Ahmet Bey’e, konunun imar hukuku açısından ciddi bir incelemeye tabi tutulmasını öneriyorum. Sonra tekrar konuşuruz."