Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı;
"6 Aralık'ta Ankara'da, emekliler için insanca yaşam anlamında, emekliler için adaletli bütçe, adaletli gelir dağılımı mitingi yaptık. O mitingde esasında biz hem Cumhurbaşkanına hem de şu anda ülkemizi yöneten iktidara yönelik taleplerimizi orada dile getirdik. Sürekli alanlarda verdiğimiz bu mücadeleye rağmen onlar bizi görmemezlikten, duymamazlıktan geliyorlar. Fakat şunu da özellikle belirtmek istiyorum: Onlar bizi görmemek isteseler de, duymamak isteseler de biz alanlarda olmaya devam edeceğiz ve mutlaka er ya da geç bizi görmek zorunda, duymak zorunda kalacaklardır. Çünkü biz emekliler olarak verdiğimiz mücadelede haklıyız.
Şu anki bütçede her ne kadar yine emeklileri kandırabilmek için rakamlar, yüzdelik artışlardan bahsetseler de adaletli bir gelir dağılımının sağlanamayacağını, böyle bir niyetlerinin olmadığını hep söylüyoruz sokaklarda. Bugün de baktığımızda gerçekten de bütçede yine emekliler yok. Asgari ücretler yok, yetim, dul, engelliler yok sayılıyor. Ama bunun hesabını mutlaka sandık önümüze geldiğinde soracaklardır. Emekliler de bunun bilincinde, bu bilinci yaratmaya çalışıyoruz.
Burada esasında bütün yetki hükûmette değil. Hükûmetin bakanları sonuçta Cumhurbaşkanının bir elemanı, bir üyesi gibi. Bu sistemde bütün yetki Cumhurbaşkanında, iki dudağı arasında. Cumhurbaşkanı da gerçekten geçmişte çay simit hesabı yapıyordu, şimdi de yapsın. Gerçekten de açlığı, yoksulluğu ortadan kaldırmak istiyorsa topu taca atmasına gerek yok. İş adamlarına atmasına gerek yok, hani onlara diyor ya 'Elinizi cebinize atın' diye. Hâlbuki bütün yetki Cumhurbaşkanında, Recep Tayyip Erdoğan'da, iki dudağı arasında. İstiyorsa açlığı da yoksulluğu da hemen ortadan kaldırabilir, alır kararı kaldırır.
Yoksulluk sınırı belli, açlık sınırı belli. Şu anda bir emeklinin yaşamını sürdürebilmesi için, ki evi yoksa, şu anda yoksulluk sınırı 97 bin lirayı geçtiğine göre en az onun yarısında bir aylık gelire ihtiyacı var. Bunu Cumhurbaşkanı da biliyor, ülkeyi yönetenler de biliyor. Onun için benim burada bütün çağrım Cumhurbaşkanına. Yapsın. Gerçekten emekliden yanaysa, asgari ücretten yanaysa, halktan yanaysa alsın kararı, açlığı, yoksulluğu kaldırsın. Bu kadar. Boşu boşuna bakanlara, Çalışma Bakanına, Maliye Bakanına bizim kızmamıza gerek yok, çünkü bütün yetki onda. Onlar sadece onun emir kulu. Böyle bakıyoruz sürece.
Ama burada çare yine emeklilerin kendisinde. Bütün emeklilere de çağrıda bulunuyoruz: Bakın, biz emekliler çaresiz değiliz. Eğer biz haklarımızı vermeyen hangi siyasi parti gelirse gelsin, hangi iktidar gelirse gelsin fark etmez, kendi haklarımıza, insanca yaşam hakkımıza, demokratik Türkiye taleplerimize sahip çıkarsak, sandıkta hakkımızı vermeyenden hesap sorarsak, hakkımızı vermeyenler de mecburen bizim kapımızın önünde sıraya girerler. Biz buna inanan bir sendikayız. Onun için tüm emekliler sendikası olarak bütün emeklilere çağrımız, haklarımıza sahip çıkalım. Kenarda kıyıda oturmayalım. Sendikamıza gelip mücadelesine katılsınlar, eylemlerimize katılsınlar. Haklarını savunmasını bilmeyen insanlar sürünmeye de mahkûm, açlığa da mahkûm, yoksulluğa da mahkûm olmaya devam ederler.
Zaten şimdi bütçe görüşmeleri yapılmadan önce bu yüzdelik artışlar üzerinden işte yok yüzde 10 olacak, 11 olacak, 20 olacak rakamları söyleniyordu. Yüzde 20 zaten artış olsa bile 20.000 lirayı ancak buluyor. Hani yüzde 11 diyorlar, 19 bin lira bile olmuyor. Şu anda esasında o yüzdelik artışlarla kamuoyunda gündem değiştirerek biz emeklileri kandırmaya çalışıyorlar. Artık emekliler buna kanmıyor. Çünkü neden? Zaten yaşamında, yaşamını sürdürebilecek aylık gelire sahip değil. O anlam itibarıyla bu bütçedeki bu yüzdelik artışlar esasında gündem değiştirmeye yönelik. Böyle bir ketum davranışlarını biz doğru bulmuyoruz ve gerçekten de emekliler bundan sonra kışı zor geçirecekler ama aynı zamanda da şunu bilmelerini istiyorum özellikle ülkeyi yönetenlerin: Emekliler sokaklarda bu mücadeleyi büyütecekler. Bu er ya da geç bu sandık önümüze gelecek. O sandığa bu haklarımızı vermeyen, başta şu anda ülkemizi yönetenleri o sandığa emekliler gömecek. Bunu görmeleri lazım. Onun için bizi kandıracaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Bu yüzdelik artışların yerine biz adaletli gelir dağılımı istiyoruz.
Yani bir milletvekilinin, bir Cumhurbaşkanının, bakanın 14 katı maaş aldığı, bir emeklinin 14 katı maaş aldığı bu adaletsiz gelir dağılımında kalkıp da bize demeç vermesinler, yani nutuk atmasınlar. Bizi kandıramazlar. Biz buna inanan bir sendikayız. Onun için üyelerimiz de bu konuda kararlı. Bütün emekliler de bu konuda kararlı olurlarsa o yüzdelik artışı ortadan kaldırırız. Biz adaletli gelir dağılımı istiyoruz. Onlar 14 katı maaş alacaklarına 4 kat alsınlar, geri kalanı da emekliye versinler. Bu milletvekilleri için de geçerli, bakanlar için de geçerli, başta Cumhurbaşkanı için de geçerli. Şu anda 14 katımız maaş alıyor. Bütün giderleri yok, yani hiçbir şeye para ödemiyor. Bu kadar maaş alan, böyle bir adaletsiz gelir dağılımı dünyanın hiçbir yerinde yok."





