ESKİŞEHİR

Mücahit Dede: "Riskimiz yüksek, maaşlarımız düşük"

Mücahit Dede, itfaiyecilerin hakları için yürüyüş başlattıklarını ve taleplerinin yasalarla güvence altına alınmasını istedi.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'na bağlı Tüm Yerel Sen Genel Başkanı Mücahit Dede şu ifadeleri kullandı;

"Bizler, her felakette en öne koşan, kamu güvenliğinin son kalesi olan itfaiye emekçileriyiz.

Bizler, kahramanlık masallarıyla avutulan, fedakârlık maskesi altında görünmez kılınan değil, hakkını isteyen onurlu kamu görevlileriyiz.

Herkes kaçarken girdiğimiz yangınlarda, enkazlarda, sellerde bizler canımızı ortaya koyduk.

Yıllardır bu özverimizin karşılığı alkışlarla sınırlı bırakıldı.
Ama artık yeter.

Bugün burada adaletsizliğin üzerine yürüyoruz.

Can veren değil, can kurtaranız.

İtfaiyecilik, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatında çok tehlikeli işler sınıfında yer alır.
Görevimiz; patlama, zehirlenme, göçük, boğulma, yangın ve afetler gibi ölümcül risklerle doludur.

Ancak bu riskler karşısında ne yazık ki hâlâ haklarımız verilmemiştir.

Birim amiri sitesinde görünen bizler; teknik müdahalenin ve araç kurtarmanın yükünü sırtlanırken yaptığımız iş yasalarda bir meslek olarak dahi tanınmamaktadır.

İdare hizmetler sınıfına hapsedilmemiz hem anayasanın eşitlik ilkesine hem de çalışma hayatının adaletine aykırıdır.

İnsanca yaşamı yok eden 24 saat çalışma, 48 saat dinlenme sistemiyle ailemizden ve sosyal hayatımızdan koparılıyoruz.

Bu ağır nöbet sisteminde maktu mesai hakkımız dahi gasp edilmektedir.

Riskimiz yüksek, maaşlarımız düşük.

Taleplerimiz nettir. Maktu mesai ücretimiz illere göre 1.689 TL ile 4.155 TL arasında ödenmektedir.
Maktu mesai ücretimiz taban aylığımız kadar olsun, damga vergisiyle gelir vergisinden muaf hale getirilsin, ücretler emekliliğe yansıtılsın.

Çünkü bizler halkın canını kurtarırken, kendi en temel hakkına ulaşamayan bir emekçi sınıfı olmayacağız.

Bizlere bugün reva görülen iş riski ve güçlüğü tazminatı yalnızca 447,57 TL’dir.
Bu rakam, emeğimize ve hayatımıza biçilen değerin en somut kanıtıdır.

Canımızın fiyatı budur.

Taleplerimiz kesin, kararımız nettir:

Mesleki kimliğimiz tanınsın.

İtfaiye meslek sınıfı derhal kurulsun.

Belediyeler, AFAD ve tüm kamu itfaiye personelini kapsayan risk ve liyakat esaslı tek bir meslek sınıfı oluşturulsun.

Memur, işçi, şirket işçisi, sözleşmeli gibi parçalı istihdam biçimlerine son verilsin.

İtfaiyeciler tek statüde, güvenceli memur kadrosunda istihdam edilsin.

Görev başında hayatını kaybedenler şehit, yaralananlar gazi sayılsın.

Şehitlerimiz onurlandırılsın, ailelerinin hakları teslim edilsin.

Fiili hizmet süresi (yıpranma hakkı) 90 gün üzerinden tüm itfaiyecilere kadroya esas ayrımsız uygulansın.

İçlik tazminatı sembolik düzeyden çıkarılsın, riskin ağırlığına göre ödensin.

3600 ek gösterge, yangın ve denetim tazminatı ile mesleğe özgü ek ödemeler hayata geçirilsin.

Çalışma şartları insanileştirilsin; 24-48 sistemi, 24-72 sistemine dönüştürülsün.

Norm kadro açıkları kapatılsın.

Görevde yükselme sınavları düzenli yapılsın, mülakat dayatmasına son verilsin.

İş sağlığı ve güvenliği önlemleri güçlendirilsin.

Koruyucu malzeme ve ekipmanlar dünya standartlarına uygun hale getirilsin.

Meslek hastalığı kapsamı genişletilsin.

Kanser, kalp, damar ve solunum rahatsızlıkları meslek hastalığı kabul edilsin.

Ruhsal travmalara karşı psikolojik destek ve rehabilitasyon hizmetleri sağlansın.

Toplumun güvenliği, can kaybının önlenmesi, afetlerde ilk yardım, kurtarma ve müdahale işleriyle dolu; yaşam ile ölüm arasında mekik dokunan, sağlık, risk ve fedakârlıkla yoğrulmuş bir meslektir.

Bu görevlerin hakkı; sermayeyle, bakanlık politikalarıyla, bürokratik daralmalarla değil, yasalarla ve toplumsal sözleşmelerle düzenlenmelidir.

Halkın canını, malını ve doğayı; içindeki tüm canlı ve cansız varlıklarla birlikte korumak için kendini feda eden ama kendi hakkı için susturulmak istenen insanlar değiliz.

Bu yüzden susmuyoruz, örgütleniyoruz, mücadele ediyoruz.

30 Eylül Eskişehir Şehit Gazi Orman Yangını bölgesinden başlayan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar sürecek yürüyüşümüzle yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.

Yürüyüşümüze; işçileri, kamu emekçilerini, emeklileri, esnaflarımızı ve hayatı paylaştığımız herkesi, tüm yurttaşlarımızı mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz.