ESKİŞEHİR

Orhan Yıldırım: "Bu doğru ve yerinde eylemin sonuna kadar arkasındayız"

Orhan Yıldırım, itfaiyecilerin meslek statüsü ve eşit ücret taleplerini dile getirerek hükümete sert eleştiriler yöneltti.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım şu ifadeleri kullandı;

"İtfaiye denilince çoğu kez aklımıza yalnızca yangınlar gelir. Haberlerde gördüğümüz, kimi zaman yetersiz teknik araçlar nedeniyle yangınlara yetişemeyen, saldırıya uğrayan, darp edilen, ezilen, hor görülen çalışanlardan bahsediyoruz.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen sendikamız, itfaiyecilik mesleğinin Meclis’te kabul edilerek resmî bir meslek statüsü kazanması ve yaptıkları işin farklı görevlerle karıştırılarak değersizleştirilmesinin önlenmesi için mücadele etmektedir.

Asker, ülkeyi korurken hayatını kaybediyor ve şehit kabul ediliyor.
Polis, iç güvenliği sağlarken hayatını kaybediyor ve şehit sayılıyor.
Ama itfaiyeci, insanlarımızın canını kurtarmak için ateşe atılıyor, hayatını kaybediyor ama şehit kabul edilmiyor.

Eğer amaç, insan hayatını kurtarırken hayatını kaybetmekse, bir ülkede tüm çalışanlar eşit statüde değerlendirilmelidir.

Bir diğer önemli konu ise eşit işe eşit ücret talebimizdir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu talebi baştan beri savunuyoruz. Eğitimde nasıl ki kadrolu, sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmen gibi farklı statüler varsa, aynı durum itfaiyecilikte de vardır.

Memur, kadrolu işçi, taşeron… Düşünebiliyor musunuz? Bir apartmanda yangın çıkıyor, teşkilattaki itfaiyecilerin hepsi yangına giriyor, canını riske atıyor ama hepsi farklı ücret alıyor.

Buradan ülkeyi 23 yıldır yöneten iktidara sesleniyoruz. Kendilerinden önce eleştirdikleri kamu emekçilerinin statülerini hâlâ düzenlemediler. İnsana yakışır bir ücret vermeyi başaramadılar. Ama ne yaptılar?

Otoyollar yaptılar, geçmeyen arabalar için şirketlere para ödüyorlar.

Şehir hastaneleri yaptılar, gelmeyen hastalar için milyarlarca dolar ödüyorlar.

Her ile havaalanı dediler, inmeyen uçaklar ve binmeyen yolcular için şirketlere para aktarıyorlar.

Bütçe yapıyoruz diyorlar ama en büyük gider faiz gideri oluyor. Emekliye yok, işçiye yok, çiftçiye yok, memura yok… Ama faizcilere, rantçılara hep var. Halkın cebinden toplanan paralar üç beş şirket sahibine peşkeş çekiliyor.

Biz, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu ülkenin onurlu emekçileri adına fazladan bir şey istemiyoruz. Sadece hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı da demokratik mücadele yollarıyla, sahada, alanda, kitlesel eylemlerle söke söke alacağız.

Genel Başkanımızın ifade ettiği tüm talepler, memurları ve itfaiyecileri görmezden gelen hükümete karşı masada, mecliste, sokakta hangi dili anlıyorlarsa o dille sonuna kadar anlatılacaktır.

Hak verilmez, alınır şiarıyla çıktığımız bu yolda, haklarımızı söke söke almasını da bileceğiz.

Bu doğru ve yerinde eylemin sonuna kadar arkasındayız. Birleşik Kamu-İş, Türkiye’nin üçüncü büyük konfederasyonu olarak, onuruna ve şanına yakışır bir şekilde bu taleplerin arkasında olacaktır.

Hükümeti de buradan bir kez daha uyarıyoruz. Bütçeyi faizcilere değil, emekçilere; faizcilere değil, emeklilere; faizcilere değil, çiftçilere ve işçilere ayırın. Bu mücadelemiz sürecek ve sonuna kadar devam edecek."